Gittim, gördüm serisinin ilk blogunda Bolu, Yedigöller'i yazıyorum..

Batı karadeniz bölgesinde, Bolu il sınırları içinde bulunan Milli park Yedigöller'e gittim.

Hikayesi 7 farklı aşığa dayandırılmış içinde 7 farklı göl bulunduran Milli park, Bolu'ya 40 km uzaklıkta mesafesi bulunuyor. Ağustos ayı itibariyle yem yeşil bir görüntüye sahip iken ziyarette bulunduk ve gözlemlediğimiz kadarıyla sizlere aktarıyor olacağım.

Öncelikle giderken ve döner yaşadığımız deneyimler pek iç açıcı olmadığını söylemek isterim, İstanbul'dan giderken Bolu il sınırları içinden Yedigöller güzergahına girdiğimiz de dağ yolu sizleri karışılıyor ve bu yollar da 20 km hızı geçemeyeceğiniz kadar kötü yollar ile baş başa kalıyorsunuz.

Toplam 40 km yolu yaklaşık 1 saat 30 dakika gibi bir sürede bitirip parka ulaşabiliyorsunuz, demem o ki aracınızı kullanırken ayağınız sürekli olarak frende olduğundan bir süre sonra fren balatalarınızdan ses gelmeye başlıyor sağa çekip bir müddet nereden geldim buraya sorularını sormaya başlıyorsunuz.

Yedigöller sınırına yaklaştığınız da sizi kaldırım yollar karşılıyor ve bir rahatlama yaşıyorsunuz akabinde yüksek ihtimalle bir araç trafiği ile karşılaşıyorsunuz ve bu parkın en kötü yanı otoparkların yetersiz olması. Aracınızı park etmeden devam ederseniz bütün gölleri görmüş oluyorsunuz fakat benim tercihim aracımı girişten az ileri bir otoparka bırakıp bütün yolu yürüyerek görmek oldu.

Göllerin kıyılarına çadırlarını kurmuş insanlar görüyorsunuz, açıkcası ben konaklama yapmadan sadece gözlem amaçlı gittim ve bir alan da örtülerimizi serip yol yorgunluğu atacak yiyecekler ve içecekler ile dinlenmeye geçtim.

Gözlem ve Sonuç

Bu alanda deneyimlerim ve tecrübelerimi yazıyor olacağım.

Öncelikle bu parka gittiğiniz de en az 2 gece konaklama ve çadırınız ile birlikte gidilmeli.

Park da mangal yakmanın belli bir zamanı var her zaman yakamıyorsunuz bunu bilerek gidin.

Yol durumu bahsettiğim şekilde sıkıntılı fakat duyduğum bilgilere göre düzeltilmiş deniyor veya farklı bir yol daha var deniyor.

Çadır ile konaklama için ilk defa tecrübe edecek kişiler adına bulunmaz kaftan, çevreniz de bir çok insan olacağından yalnız hissetmeyeceksiniz ve 24 saat güvenlik sağlanıyor kafanızın rahat edeceğini rahatlıkla söyleyebilirim.

Kamp yapmak dışında gitmek bir kez daha gitmek istemem ben açıkcası, İstanbul'dan mesafe olarak 5-6 saatliğine gidilip görülebilecek bir havası yok demeyeyim fakat bunun için Belgrada'da gidebilirim.

Sonuç olarak mükemmel bir doğaya sahip, harika göllerü bulunan bir park, insanın hayatın da bir kere görmesi gerekiyor en azından ve sincapların yemeğinizi tırtıklaması paha biçilmez.

Kendi çektiğim videoları da aşşağıya bırakıyorum.

Gitmek isteyenler merak ettikleri, gidenler için de deneyimlerini yorum olarak yazabilir.